Sık Sorulan Sorular

Bebeğimin iki doğum günü olduğu söyleniyor, bu ne demek?

Doğrudur, bebeğinizin iki doğum günü söz konusudur. Bu iki tarihin ilki bebeğinizin dünyaya geldiği gün, diğeri ise dünyaya gelmesi beklenen gündür. Prematüre bir bebeğe sahip olduğunuz için “Düzeltilmiş yaş” tabirini sıkça duyacaksınız. Düzeltilmiş yaş bebeğinizin doğduğu günden, doğması beklenen gün arasındaki zaman diliminin ‘gün/hafta sayısı’ olarak çıkartılması ile hesaplanan yaş olarak tanımlanır. Bu yaşı bilmek önemlidir çünkü bebeğinizin büyümesi ve gelişim basamakları hep bu yaşa göre değerlendirilecektir. Bebeğinizi takip eden doktorlarınız da 2-3 yaşına kadar düzeltilmiş yaşı kullanacaktır.

  • Düzeltilmiş yaş kavramı gebeliğin normal süresi olan 40. hafta baz alınarak ele alınır.
  • Örneğin; 30. gebelik haftasında doğan ve doğumdan sonra 20 haftalık iken kontrole getirilen bir bebeğin düzeltilmiş yaşı; (30 + 20 = 50 hafta) – 40 hafta = 10 haftadır. Bu bebek 20 haftalık olarak (5 ay takvim yaşıdır) değil, 10 haftalık (2,5 aylık) yani düzeltilmiş yaşına göre değerlendirilmelidir.
Bebeğimin iyi beslendiğinin ve büyüdüğünün ölçütleri var mıdır?
Taburculuk sonrası dönemde beslenme ile ilgili uyarı işaretlerini aşağıdaki tabloda görebilirsiniz. Doktorunuz kontrollerde bu ve başka biyokimyasal göstergelere bakarak bebeğinizin yeterli beslenip beslenmediğini kontrol edecektir.
Bebeğim için vitamin takviyesi yapmalı mıyım?
Prematüre bebekler için vücut tartısı 1500 gram ve üzerine ulaştığında ve tam ağızdan beslenmeye geçildiğinde 400 IU/gün, yani yaklaşık 3 damla/gün D vitaminine başlanması, gerektiğinde en çok 1000 IU/güne kadar çıkılması ve 1 yaşına kadar kullanılması önerilmektedir. Ayrıca koruyucu olarak demir alımına doğum tartısı 1500-2500 g olanlarda 2 mg/kg/gün; <1500 g olanlarda 2-3 mg/kg/gün dozunda doğumdan sonraki 2-6. haftada başlanması önerilmektedir. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde başlanan bu tedavilerin taburculuk sonrasında yapılan kontrollerde etkinliğinin gösterilmesi önemlidir. Anne sütü destekleniyorsa veya prematüre ya da taburculuk sonrası mamaları kullanılmakta ise diğer vitaminler ve mineral gereksinimleri çoğunlukla karşılanmaktadır.
Bebeğimi sık sık hıçkırık tutuyor, ne yapmalıyım?
Hıçkırık diyafragmanın lokal tahrişi ile oluşan ritmik kasılmasıdır. Beslenme sırasında başlarsa pozisyon değiştirilmeli, gazı çıkarılarak rahatlatılmalıdır. Beslenmeye bir süre ara verilebilir ancak uzun sürerse emzirilmelidir. Bebek çok acıkmadan emzirmeye başlanmalıdır. Uzun sürerse birkaç kaşık su verilebilir.
Bebeğimin vücut ısısını nasıl koruyabilirim?
Odası, giyecekleri nasıl olmalı? Prematüre bebeğiniz vücut ısısını korumakta zorlanabilir. Bebeğinizin vücut sıcaklığını çok sıcak ya da çok soğuk olmayacak şekilde düzenli olarak kontrol edin. Bu kontrolü bebeğinizin ense ya da karın bölgesinden yapabilirsiniz. Bebeğinizin elleri ve ayaklarının vücudun diğer bölgelerine kıyasla daha soğuk olması normal bir durumdur. Bebeğinizin vücut sıcaklığını kendinizden emin olana kadar bir termometre ile takip edebilirsiniz. Bu dijital bir termometre olmalıdır ve ölçüm koltuk altından yapılmalıdır. Bebeğinizin vücut sıcaklığı bu bölgeden normalde 36,5˚C ile 37,4˚C aralığında olmalıdır. Eğer bebeğinizin vücut sıcaklığı artmışsa biraz soyup tekrar kontrol edin, eğer vücut sıcaklığı azalmışsa bebeği giydirip kucağınıza alın. Eğer bebeğiniz iyi görünmüyorsa ve vücut sıcaklığı artmış ya da azalmış kalmaya devam ediyorsa, aile hekiminizle en kısa sürede irtibata geçiniz. Bebeğinizin yatağının kalorifer veya sobanın hemen yanında olmamasına dikkat ediniz. Ayrıca yatak çevresinde herhangi bir elektrik kablosu, hortum, ip vb. gibi şeyler olmamasına özen gösteriniz. Eğer evinizde herhangi bir hayvanınız veya canlı çiçekleriniz varsa, bebeğinizin bulunduğu odadan kaldırınız. Bebeğinizin pamuklu giysileri olmalı, uyku tulumu tarzı giyecekler bebeği sıcak tutmak için tercih edilmeli, bir yaşına kadar erişkinlerden bir kat fazla giymelidir. Bebek tenine değen giysilerin dikişleri batmamalı, ilk birkaç ay ayrı yıkanmalı ve iki kez durulanmalı ve yıkamada parfümsüz, enzimsiz deterjan ya da bebek çamaşır sabunu kullanılmalıdır.
Bebeğimi enfeksiyon riskinden nasıl korurum?

Eğer bebeğiniz solunum cihazına bağlanmış ya da oksijen desteği almış ya da ileri derecede prematüre ise solunumunu etkileyebilecek enfeksiyonlar açısından diğer bebeklere kıyasla daha fazla risk altındadır. Bebeğinizi mutlak anlamda korumak mümkün olmasa da alabileceğiniz önlemler mevcuttur. Eğer bebeğinizin iyi olmadığından endişe ediyorsanız tıbbi destek alınız. Bebeğinizin genel durumu ile ilgili şunları kontrol ediniz:

  • Bebeğiniz normalden daha huzursuz mu?
  • Vücut sıcaklığı artmış ya da azalmış mı?
  • Beslenmeye karşı isteksiz ya da ilgisiz mi?
  • Kusuyor mu? (Eğer bu daha önceden var olan bir problem değilse)
  • Dışkılamasında bir değişiklik var mı? (Daha sık, sulu ya da normalden daha fazla dışkılama)
  • Size olan ilgisi azalmış mı? (Normalden daha tepkisiz, kolay uyanmıyor, daha gevşek, daha hızlı ya da gürültülü solunum yapıyor mu?)
  • Ciltte lekelenme var mı?
  • Nefesler arasında birkaç saniye süren duraklamalar var mı?
  • Normalden daha soluk mu?

Bu son 3 şıktaki durum ciddi olabilir ve acil olarak tıbbi destek almanız gerekebilir. Acil durumlar için çocuk birimi bulunan en yakın acil servise ait bilgilerin detaylarına sahip olduğunuzdan emin olunuz. Enfeksiyon riskini azaltmak için

  • Kalabalık çocuk gruplarının olduğu yerlerden uzak durunuz
  • Kalabalık toplu ortamlardan uzak durunuz
  • Büyük havalandırma sistemleri olan binalardan, örneğin alışveriş merkezlerinden uzak durunuz.
  • Bebeğinize yaklaşan kimselerin ellerini sabun ve sıcak suyla yıkadığına emin olunuz
  • Grip ya da ateşi olan kimselerle temasınızı sınırlayınız.

Özel destek almış olan prematüre bebeklerin daha hassas akciğerleri olduğunu ve kolayca hastalanabileceklerini hatırlayınız. Eğer bebeğiniz devamlı sigara içilen bir eve geliyorsa, sigara içilmeyen bir odada da olsa sağlığı ciddi bir şekilde bozulabilir. Bu sizin ve etrafınızdakilerin, bebeğin ve sizlerin sağlığı adına, sigarayı bırakmayı denemesi için harika bir fırsattır. Sigarayı bırakmak kolay değildir ve büyük bir disiplin gerektirir, ancak bu efor sarf etmeye değer bir çabadır. Ayrıca sigara içimi “Ani bebek ölümü” riskini kesinlikle artırmaktadır. Gün boyunca rutin olarak sigara içilen bir odada olmak ölüm riskini her saat başına %100 artırmaktadır. Ölüm riski, evin dışında içseler bile, sigara içen ebeveynlerle aynı yatağı paylaşan bebeklerde dahi belirgin olarak artmaktadır.

Bebeğim niçin çok ağlıyor?

Bütün bebekler günde ortalama 2 saat ağlar. Açlık, uykusuzluk, fiziksel ağrı, altının ıslak olması, üstünün değiştirilmesi, çok soğuk veya sıcak olması, kucaklanma isteği ve kolik ağlama sebeplerindendir. Prematüre bebekler miadında doğan bebeklerden daha fazla gaz ile ilgili sorun yaşarlar. Kucaklama, emzirme, emzik verme, ninni veya hafif bir müzik dinletme, gezdirme, yumuşak hareketlerle sallama, sırtını veya karnını ovma denenmeli, başarısız olunursa kısa bir süre için yakınlardan yardım istenmelidir. Yaşamın ilk üç ayında, üç haftadan fazla, haftada en az ü. gün, günde üç saati aşan huzursuzluk ve ağlama nöbetleri olarak tanımlanan “kolik”, bebeklerin %15-30’unda görülebilir. Anne sütü alanlarda daha azdır. Genellikle doğumdan sonra 2-3. haftalarda başlar, 6-8. haftalarda artar ve    3-4. aylarda kendiliğinden düzelir. Bebeğin kolik nöbeti esnasında yüzü kızarır, alnı kırışır, yumruklarını sıkar, ayaklar karna doğru çekilir ve tiz – delici çığlık atarlar. Bu nöbetler genelde öğleden sonra veya akşam saatlerinde gözlenir. Süt çocuğu koliğinde geçici rahatlatma sağlayan uygulamalar şunlardır:

  • Araba ile gezmeye çıkarmak
  • Yumuşak masajlar
  • Kucakta sarmalayarak taşımak
  • Saç kurutma makinesi, elektrik süpürgesi sesi, su sesi, ortam değişikliği yaratmak
  • Ninni söylemek
  • Banyo yaptırmak

Süt ürünleri, yumurta, tahıl ve fındığın anne beslenmesinden uzaklaştırılması kolik ağrısının azalmasını sağlayabilir. Sebebi tam olarak bilinmeyen çoğu kez kendiliğinden geçen bir sorun olan süt çocuğu koliği bebeğin gelişimi ile kendiliğinden düzelir. Anne ve babanın sakinleşmesi, bebeği rahatlatacak uygulamaları anlamaları en uygun tedavidir.

Bebeğimin gözle ilgili bir sorunu olacak mı?
Erken doğan bebeklerin önemli bir sorunu da göz sorunudur. Prematüre retinopatisi (ROP) olarak da bilinen bu sorun, genellikle doğumdan sonraki 4-5. haftadan sonra ortaya çıkar ve zamanında tespit edilip tedavi edilmediği takdirde ileride görme bozukluklarına yol açabilir. Göz sorunlarına yol açan faktörlerin başında, bebeğin göz damarlarının tam gelişmeden doğmuş olması gelmektedir. Daha önceleri inanıldığı gibi oksijen tedavisinin bu sorunun gelişmesine olan katkısı çok fazla değildir. Damar sisteminin olgunlaşmamasından dolayı, göz dibi damarlarında anormal bir artış ve kıvrımlaşma görülebilir. Bebek ne kadar küçükse, bu sorunun gelişme riski de o kadar yüksektir. Bu oran 1000 gramın altındaki bebeklerde % 80’lere kadar çıkabilir. Bu nedenle, 32 haftadan önce doğan veya doğum tartısı 1500 g’dan daha az olan tüm prematüre bebeklere 4-5. haftalarda göz hekimi tarafından göz dibi muayenesi yapılacaktır. Prematüre bebeğinizin ROP açısından izlem şeması ilk muayenedeki bulgulara göre şekillendirilir. İlk muayenede retinopati geliştiği saptanırsa hastalığın şiddetine ve ilerleme hızına göre izlem takvimi oluşturulur. 1-3 haftalık aralıklarla izlem gerekir. Tarama muayeneleri ROP gerileyene kadar veya damarlanma tamamlanıncaya kadar devam eder (genellikle 44. haftaya kadar). İlk muayene yenidoğan/çocuk hekiminin sorumluluğundadır. İzlemin süresi ve tedavi kararını ise göz hekimi verir. Taburculuk sırasında size bebeğinizin gözünün son durumu, bundan sonraki izlem planı, tedavi zamanlamasının çok önemli olduğu net olarak belirtilecektir, hatta bu görüşme kayıt altına alınacaktır. Bebeğiniz tedavi görmüşse düzeltilmiş 3. ayda, tedavi gerektirmemişse 6-12 ay arası kırma kusuru ve şaşılık açısından göz hekimi tarafından değerlendirilmelidir. Ayrıca prematüre doğan bebeklerin birinci yaşta, ü.üncü yaşta ve okul öncesi tam göz değerlendirmesi için taranmaları önerilmektedir.
Bebeğimin işitmesi ile ilgili bir sorunu olacak mı?
Prematüre bebeklerin kulakları da diğer tüm organları gibi tam olgunlaşmadığı için çevresel etmenlerden fazlasıyla, etkilenir ve ileride işitme sorunları ortaya çıkabilir. Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nde izlenen prematüre bebeklerde sinirsel işitme kaybı olasılığı daha yüksek olduğu için ilk test olarak beyin sapı işitsel uyarı testi yapılması (ABR) önerilmektedir. Bu tarama bebeğinize hastaneden taburcu olmadan ve/veya taburcu olurken mutlaka yapılmıştır. Prematüre bebeklerin çoğunluğunda başlangıçta bir veya iki kulakta normal işitme saptanamasa da sonraki kontrollerde bebeğin gelişimi ile birlikte normale gelebilmekte, pek azı cihaz gerektirmektedir. Bununla birlikte bebeğiniz tarama testlerinden geçmiş olsa bile 24-30 aydan önce işitme açısından tekrar değerlendirilmesi gerektiğini unutmayınız.
Bebeğime tarama testi yapıldı mı, sonuçları nasıl?
Tüm yenidoğanlar gibi prematüre bebeklerde de bazı kalıtsal hastalıklar yönünden taramalar yapılır. Ülkemizde halen hipotiroidi (tiroid bezinin az çalışması) ve fenilketonüri (ileri yaşlarda zeka geriliğine yol açan özel bir protein metabolizma bozukluğu), biyotidinaz eksikliği ve kistik fibrozis taraması yapılmaktadır. Bu amaçla bebeklerin topuklarından özel bir filtre kağıdına alınan kan, T.C. Sağlık Bakanlığı’nın ilgili birimine gönderilir. Bu taramalar için en uygun zaman, miadında doğan bebekler için, doğumdan sonraki 3. gündür. Prematüre bebeklerde ise taburcu olurken alınabilir. Tarama testinde herhangi bir şüpheli durum ortaya çıktığında, laboratuvar tarafından aileye haber verilerek, daha detaylı incelemeler yapılması amacıyla bebek çağrılır. Ancak eğer test temiz çıkarsa, aileye herhangi bir bildirimde bulunulmaz.
Arabaya bebek koltuğu almak gerekir mi? Ne zaman yolculuk yapabiliriz?
Bebekler araçta her zaman bebek koltuğunda taşınmalı, asla kucağa alınmamalıdır. Üç-noktadan bağlantı sistemli sadece bebeklere özgü güvenli araba koltukları veya beş-noktadan bağlantı sistemli değiştirilebilir güvenli araba koltukları kullanılmalıdır. Bebeğin her iki yanına battaniye ruloları konarak ve yuvarlanan alt bezi ya da battaniyeyi kayışların altına yerleştirerek bebeğin sürtünmesi, yaralanması önlenebilir. Taburculuk öncesinde ebeveynler araba koltuğunu getirmeli ve bebeğin nasıl oturtulacağı, uygun pozisyon ve destek konusunda eğitilmelidirler. Özellikle eve oksijenle ve apne için monitörle gönderilen prematüre yenidoğanlar için bebek araba koltuğunda iken oksijen satürasyonu sırtüstü ve araba koltuğu pozisyonunda iken ölçülmesi önerilmektedir. Birinci ya da ikinci basamak hekimi de araba koltuğunun önemini ziyaretlerde vurgulamalıdır. Araç içinde ani frenle düşerek ya da uçarak bebeğe zarar verebilecek cisimler bulunmamalıdır. Uçak için ise en iyisi 6 haftalık olduktan sonra yolculuk yapılmasıdır. İniş ve kalkışta bebeğinizi emzirirseniz kulak zarında basınç değişiminden oluşabilecek zedelenmeyi önleyebilirsiniz.
Eğer bebeğim eve oksijen desteği ile gelirse?
Bazı bebekler solunum için ek yardıma ihtiyaç duyarlar ve eve oksijen desteği ile taburcu edilirler. Bebeğiniz bu desteğe birkaç hafta ya da daha uzun süreli ihtiyaç duyabilir. Bu oldukça sık rastlanan bir durumdur ve yenidoğan ekibi bu tip bir bakım için size gerekli tüm bilgiyi edindiğinizden emin olarak sizi eve gönderecektir. Bebeğinizin ihtiyaç duyduğu oksijen düzeyleri ve bebeğinizin daha fazla oksijene ihtiyaç duyduğu durumları nasıl anlayacağınız size gösterilmiş olacaktır.
Eve geldiğimden beri bebeğimin burnundan hırıltı geliyor. Ne yapmam gerekiyor?
Hava değişimi ve evde üniteye göre daha kuru bir hava yaratan ısınma sistemi bazı bebeklerde burun tıkanıklığına yol açabilir. Ev ortamınız hastaneye kıyasla hafifçe daha tozlu da olacaktır. Bebeğinizin genel durumu iyiyse ve beslenebiliyorsa bu konuda endişe etmeyin. Bu durum birkaç hafta içinde azalacaktır. Bebeğinizin iyi olmadığını hissediyorsanız, vücut sıcaklığını kontrol ediniz, eğer normalin altında ya da üstünde ise ya da bebeğiniz vücut sıcaklığını korumakta zorlanıyorsa bağlı bulunduğunuz aile sağlık merkezine başvurunuz.
Doktorlar RSV diye bir şeyden söz ediyorlar, nedir bu RSV?
RSV (Respiratuar Sinsityal Virüs) tüm bebek ve çocukların yaklaşık 2/3’ünü etkileyen bir solunum yolları etkenidir, bir virüstür. Grip benzeri semptomlara yol açabildiği gibi eğer akciğerler etkilendiyse solunum sıkıntısına da neden olabilir. Birçok bebek ve çocuk Ekim ve Mart ayları arasında semptom verir. Ancak sıklıkla aileler, yılın söz konusu döneminde çocuklarının yakalandığı grip ve nezlenin bu etken tarafından oluşturulduğunu bilmezler. Eğer bebeğiniz prematüre ise, doğuştan kalp hastalığı varsa, akciğer enfeksiyonuna yakalanma eğilimi mevcutsa, RSV ile enfekte olduğunda ciddi şekilde hastalanma riski de artmıştır. Bu hastalara RSV sezonunda, Palivizumab (Synagis) uygulanması önerilmekte olup, bu uygulama ulusal RSV politikalarına göre yapılmaktadır. Size bebeğinizi yoğun bakımda izleyen hekiminiz tarafından güncel uygulama şeması konusunda bilgi verilecektir.
Bebeğimin aşılaması ile ilgili olarak neler bilmem gerekiyor?

Prematüre yenidoğanlar aşı ile önlenebilir birçok hastalık nedeniyle hastalanma ve hastaneye yatma açısından artmış riske sahiptirler. Bu bebekler, doğum ağırlıklarına ve gebelik yaşlarına bakılmaksızın (Hepatit B ve BCG aşısı hariç) zamanında doğmuş bebeklerle aynı zamanda ve aşağıda gösterilen T.C. Sağlık Bakanlığı’nın aşı takvimine göre aşılanırlar. Aşılar tam doz verilir, aşı dozları bölünmez. Doğum ağırlığı 2000 gramdan az olan bebeklerde Hepatit B aşısı sonrası hastalıktan koruyucu antikor düzeyi beklenenden daha düşük olabileceğinden bu bebeklere Hepatit B aşılaması; a) Anne hepatit B virüsü taşıyıcısı değilse ilk hepatit B aşısı 1. ayın sonunda ya da bebeğin ağırlığı 2000 grama ulaştığında yapılır. Aşılama ilk aşıdan 1 ve 6 ay sonra yinelenerek toplam 3 kez uygulanır. b) Anne hepatit B virüsü taşıyıcısı ise ya da durumu bilinmiyorsa, ilk B hepatit aşısı doğumdan sonraki ilk 12 saat içinde uygulanır, daha sonra bu ilk aşı yapılmamış, etkisiz kalmış gibi davranılarak, “sıfırıncı aşı” sayılarak, aşı 1, 2 ve 6-7. aylarda 3 kez tekrarlanır, böylece aşı toplamda 4 kez yapılır. Tüberküloz aşısı olan BCG aşısı ise 34 haftadan önce doğan prematüre bebekler için doğumdan sonra 34 haftayı doldurdukları zaman veya takvim yaşı en az 2 ay olduktan sonra ve 2000 grama ulaşmış olması şartıyla uygulanmaktadır. Ayrıca 5’li karma aşının yapıldığı doğumdan sonraki 60. güne kadar prematüre bebeğiniz boğmacaya karşı korunmasız ve bu hastalık nedeniyle kaybedilme ihtimali oldukça yüksek olduğundan siz anne ve babalar ile bebeğinize bakan kişilerin tetanoz, difteri ve hücre içermeyen boğmaca aşısı (Tdap) yaptırması uygun olacaktır (Koza stratejisi). Grip aşısı ise 6. aydan önce yapılamamaktadır. Bu nedenle grip mevsiminde 6 aydan küçük olan prematüre bebeklerle aynı evde yaşayan sizler başta olmak üzere tüm bireylerin grip aşısı yaptırmalarını önermekteyiz.

BCG: Bacille Calmette-Guerin Aşısı (Tüberküloz) DaBT-İPA-Hib: Difteri, aselüler Boğmaca, Tetanoz, İnaktif Polio, Hemofilus influenza tip B Aşısı (Beşli Karma Aşı) KKK: Kızamık, Kızamıkçık, Kabakulak Aşısı OPA: Oral Polio (Çocuk Felci) Aşısı Td: Erişkin Tipi Difteri – Tetanoz Aşısı KPA: Konjuge Pnömokok Aşısı DaBT-İPA: Difteri, aselüler Boğmaca, Tetanoz, İnaktif Polio Aşısı (Dörtlü Karma Aşı) R: Rapel (Pekiştirme)

Ayrıca prematüreler, ilk 1 yaş içinde viral gastroenterit nedeni ile hastanede yatma açısından yüksek risk altındadırlar. Bu nedenle ülkemiz aşılama şemasında rota virüs aşısı rutin olan bir aşı olmasa da ailelere önerilebilir. Oral yoldan verilir. Klinik olarak stabil prematüre bebeklerin aşılaması matür bebeklerle aynıdır. Rotavirüs aşısının ilk dozu 6 ila 12 haftalık aralığında uygulanmalıdır. Bebek postnatal 8 aylık olmadan aşılanma tamamlanmalıdır.

Bebeğimin göbek/kasık fıtığı var, ne yapmalıyım?
Doğum ağırlığı 1000-1500 g olan prematüre bebeklerin karın duvarı zayıflığına bağlı olarak %75’inde göbek fıtığı olabilmektedir. Büyük çoğunluğu 2-3 yaş itibariyle kendiliğinden gerilemekle birlikte, bebeğiniz 2 yaşına ulaştığında hala 1,5 cm den büyükse ya da 4-5 yaşında hala devam ediyorsa bundan sonra kapanması zordur. Boğulma riski çok az olsa da 4-6 yaşından sonra sürenler kozmetik nedenlerle ameliyat edilebilir. Kasık fıtığı prematürelerde çok sık görülür. Fıtık bebek dik veya sırtüstü pozisyonda iken ele gelebilir ve boğulmadıysa kolaylıkla içeri itilebilir. Sert, ağrılı kitle, safralı veya safrasız kusma, kramp şeklinde karın ağrısı ve huzursuzluk gelişirse fıtık boğulmuş demektir ve bu risk prematürelerde 2 kat daha fazladır ve yaşamın ilk 6 ayında çoğunlukla gelişir. Kasık fıtıkları kendiliğinden gerilemediği için boğulmadan önce cerrahi onarım gerektirirler. Bebeğin tartısı 1800-2000 g’a ulaştığında veya YYBÜ’den taburcu edilmeden önce çoğunlukla ameliyat edilirler.
Prematüre bebeğimde taburculuk sonrası başka nelere dikkat etmeliyim?
Yoğun Bakım Ünitesi’nde uzun süre yatan prematüre bebeklerde damar yolu ve girişim yerlerinde küçük kalsiyum toplanmaları görülebilir. Girişim yerlerindeki yaraların çoğu iyileşecek ve pek az iz kalacaktır. İşlevi bozan veya kozmetik sorun yaratan yaralar varsa zaten plastik cerrahiye danışılacaktır, endişe etmeyin. Burundan solunum cihazına bağlanan (nazal CPAP) bazı bebeklerin burunlarında basıya bağlı zedelenme olabilir, bu zedelenme irinli akıntı ve enfeksiyona yol açıyorsa kulak burun boğaz veya plastik cerrahi doktorlarından yardım istenecektir. Prematüre bebeklerin dişlerinde diş minesinde yetersiz gelişme (üst kesicilerde), sarılık ve bazı tedavilere bağlı renklenmeler ve artmış .ürük riski vardır. Gerekli durumlarda diş eti konusunda uzman bir diş hekiminin (periodontist) yardımı alınacaktır. Bazen uzun süre hava yoluna tüp takılan (entübe) bebeklerde basıya bağlı yüksek damakta oluk ve ağız kapanma bozuklukları gelişebilir, erkenden periodontiste danışılması uygundur. Ayrıca 1-3 yaş arası uygun bir zamanda pediatrik diş hekimi (pedodontist) tarafından rutin bir kontrolün yapılması da yerinde olur.
Prematüre bebeğimi hangi sıklıkta doktora kontrole götürmeliyim?

Prematüre bebekler yenidoğan yoğun bakım ünitesinden taburcu edildikten sonra ilk hafta içinde ve 10 günü aşmadan kontrol edilmelidir. Bu kontrollerde düzeltilmiş yaşa göre tartısı, boyu, baş çevresi, beyinsel, davranışsal gelişimi değerlendirilir. Bunun tek istisnası aşı uygulamasıdır, orada takvim yaşı uygulanır. Üç yaşından sonra düzeltilmiş yaşın kullanılmasına gerek yoktur. Çok sorunlu, küçük prematüreler için bebek stabil hale gelip yeterli büyüyene kadar izlem sıklığı haftalık, 15 günlük aralıklarla olabilir. Genellikle önerilen izlem aralığı şöyledir:

  • Taburculuktan sonra 7-10 gün içinde,
  • Düzeltilmiş: 40 hafta veya 1. ayda,
  • İlk 3 ay: ayda bir kez (sorun varsa 1 hafta-15 günde bir),
  • 6. ay, 9. ay, 12 ve 18. ay, 24. ay;
  • Kronolojik yaş: 3 yaş, 5/6 yaş ve 12 yaşta